27 Şubat 2009

TON BALIKLI PATATES SALATASI

  • Günaydınlar ;

    Bugünkü tarifim ton balıklı patates salatası. Ton balığı ve patates birbirine çok yakışıyor benden söylemesi.

  • Unutmadan son olan hırsızlık olayından sonra artık tariflerime"hülya'nın mutfağı" yerine blog adımı yazmaya karar verdim . Diğer türlü resimeleride tarifleride kelimesi kelimesine sanki kendilerininmiş gibi yayınlıyorlar. "Emeksiz yemek olmaz" deyip bu şahısları tekrar kınayıp hemen tarifime geçiyorum....

  • Bu tarifimide P.D.Ç.S.E. 37'ye ev sahibeliği yapan sevgili Sevinç arkadaşıma gönderiyorum. Kendisine kolaylıklar diliyorum.

TON BALIKLI PATATES SALATASI

Malzemeler:
5 orta boy patates
3 dal taze soğan
2 marul yaprağı
1 kırmızı dolmalık biber
1/2 demet maydanoz
2 kutu ton balığı
Nane ,
Kırmızı pul biber
tuz,
1 limon suyu
Zeytinyağı
  • Patatesler tuzlu suda haşlanarak soyulup küp küp doğranır.
  • Soğanlar tavla zarı büyüklüğünde , maydanozlar , kırmızı biber ve marul ince ince doğranır.
  • Patateslere yeşillikler , baharatlar ve tuz , zeytinyağı ,limon suyu ile hazırlanan sos ilave edilrek karıştırılır.
  • Hazırlanan salatamız servis tabağına alınarak üzerine yağı süzdürülmüş ton balıkları parçalar halinde serpilir. Salatamız artık servise hazırdır afiyet şeker olsun


26 Şubat 2009

CEVİZLİ KADAYIF , P.D.Ç.S # 37

  • Herkese günaydınlar güzel bir gün geçirmenizi diliyorum. Herşeyin gönlünüzce olduğu en başta sağlığınızın olduğu nice güzel günler...
  • Sabah maillerimi okurken bu yazıya çok güldüm .Sevgili kuzenimin nişanlısı şeker kız özgecim göndermiş.. Okurken gözümün önünden geçti hallerimiz gerçeklik payı yok değil... Bu yüzden de sizlerle paylaşmak istedim hep beraber gülelim biraz :)
  • Teşekkürler özgecim.. Çok öptüm seni
  • YAŞINA GÖRE ERKEK
  • 20 yaşında erkek FİAT gibidir. Küçük ama hızlı.
  • 20-30 yaş arasında PORSHE gibidir. Hızlı ve konforlu.
  • 30-40 arası erkek VOLVO gibidir. Biraz sıkıcı ama teknik olarak mükemmel.
  • 40-50 arası erkek OPEL gibidir. Yapabileceğinden fazlasını vaat eder.
  • 50-60 arasında ise eski bir FORD gibidir. Harekete geçirmek için karbüratöre biraz alkol koymak gerekir.
  • YAŞINA GÖRE KADIN
  • 15-25 arasında kadın AFRİKA gibidir. Yarı keşfedilmiş, yarı bakir.
  • 25-35 arasında AMERİKA gibidir. Tamamı keşfedilmiş ve bilimsel olarak mükemmel.
  • 35-45 yaşları arasında HİNDİSTAN ve JAPONYA gibidir. Çok ateşli, bilge ve güzel.
  • 45-55 arasında FRANSA gibidir. Savaştan hasarlı çıkmış ama hala çekici.
  • 55-60 arasında kadın ALMANYA gibidir. Savaşı kaybetmiştir ama umutları vardır.
  • 60-70 arasında kadın RUSYA gibidir. Geniş, sakin ama kimsenin gitmediği.
  • 70'inden sonra kadın TÜRKİYE gibidir. Şanlı bir geçmiş ama gelecek yok.

CEVİZLİ KADAYIF

Malzemeler
750 gr. Tel Kadayıf ( kuru)
200 gr. Tereyağ
Arasına
3 Su Bardağı Ceviziçi

Şurubu İçin
5 Su Bardağı Toz Şeker
5 Su Bardağı Su
1/2 Limon Suyu



  • Kadafı ikiye bölüp yarısını tepsimize yayıp bir elimizle tepsiyi çevirip diğer elimizle kadayıfı bastırırsak kadayıfı tepsiye döşüyoruz.

  • İlk kat kadayıfımızın üzerine fındık veya ceviziçimizi serpip kalan kadayıflarımıza da aynı işlemi uyguluyoruz. Kadayıfın bastırılarak döşenmesi çok önemli.

  • Kadayıfımızın döşeme işlemi bittikten sonra ertttiğimiz tereyağımızı kadayıfımızın üzerine her yerine gelecek şekilde gezdiriyoruz.

  • Önceden ısıtılmış 180 derece fırında üzeri nar gibi kızarana dek ağır ağır pişiriyoruz.


  • Kadayıfımız pişerken şerbetini hazırlayalım. Bir tencereye su ve şeker konarak kısık ateşte yaklaşık yarım saat kaynatılır. Kaynayan şerbetimize limon suyu ilave edilip 10 dakika daha kaynatılarakılınmaya bırakılır.

  • Pişen kadayıfımız ılınınca ılık şerbetimizi döküyoruz. Kadayıfta şerbetin de kadayıfında ılık olması gerekiyor aksi halde çıvık çıvık olup hamurlaşıyor.
  • Bu tarifimide P.D.Ç.S.E. 37'ye ev sahibeliği yapan sevgili Sevinç arkadaşıma gönderiyorum. Kendisine ince daveti için teşekkür edip kolaylıklar diliyorum.

24 Şubat 2009

CİĞER SOTE , PRİNÇ PİLAVI VE ERİK KOMPOSTOSU

Merhaba arladaşlar ; Emek hırsızlarına aldırmadan , doğru bildiğimiz yoldan sapmadan güzel güzel paylaşımlarda bulunmaya devam edelim.

Şimdi bu kızda durduk yerde nerden bahsediyor demeyin. Dün sevgili arkadaşlarımın yorumlarında benim ve diğer arkadaşların tariflerinin bir blogta izinsiz , isim belirtmeden hatta kendi yapmış gibi yayınladığına şahit oldum. Gidip uyardığımızda pişkince " aaa çekemeyenler var galiba inanmayın " gibi laflarla kendisini kandırmaya devam etti. Öylesine kaptırmışki kendini bu işe adı hülyanaz ( herşey gibii buda yalandır ) bu yüzden de benim tarif resimlerimin üzerinde "hülya'nın mutfağı " yazdığı için gönül rahatlığıyla kendi resimleriymiş gibi kullanıyordu.. Eeee ne demişler yalancının mumu yatsıya kadar yanarmış...Bitti artık

Bak arkadaşım "herkes kendi çamurunda kirlenir" öyle milletin sırtından geçinmeyi alışkanlık haline getirirsen hayatta asla başarılı olamazsın . O yüzden sana bu işleri bırakıp kendi emeğinle bir yerlere gelmeni tavsiye ediyor ve yaptığın bu hareketten dolayı seni kınıyorum. LÜTFEN EMEĞE SAYGI gösterelim...

Bu konuda beni uyaran sevgili KESKİNLİ ve ARZUMCUM arkadaşıma buradan çok teşekkür edip tariflerime geçmek istiyorum.



PRİNÇ PİLAVI VE ÇİĞER SOTE



Pilav tarifi için
buraya bakabilirsiniz . Çiğer sote için ;

Malzemeler :

500 gr çiğer

Sıvıyağ

Tuz

1 çay kaşığı Karabiber

2 dal yeşil soğan

Kuşbaşı doğranmış çiğerimizi iyice yıkayıp süzdürdükten sonra bir tavaya alıyoruz. Tavaya sıvıyağ döküp çiğerimizi kendi buharında suyunu salıp çekinceye kadar pişiriyoruz. İyice suyunu çekip kıvam alan çiğerlerimize tuz ve karabiberimizi ekliyoruz. Ocağın altını kapamadan 5 dakika önce yeşil taze soğanımızı küp küp doğrayarak sotemize ilave ediyoruz.

Taze soğan çiğer soteye çok yakışıyor. Kesinlikle kullanılmasını öneriyorum.

ERİK KOMPOSTOSU


Eee pilav ve çiğer sotenin yanında güzel bir erik kompostosu harika gider.. Yazdan poşetleyip dondurucuya attığım eriklerimle hazırladığım erik kompostom ne çok tatlı ne de çok mayhoştu. Kompostom için tam ölçülü bir tarif veremeyeceğim ben hep göz kararı yapıyorum çünkü. Şimdi yapım aşamalarını kısaca anlatayım bir dahaki yapışımda sizler için ölçülendiririm.

Komposto için 3 litre kadar suya göz kararı ( şekerli veya şekersiz sevenler için ölçü değişir ) şeker ilave edip bir taşım kaynatılır. Kaynayan kompostomuza dondurucudan çıkardığımız eriklerimiz ilave edilerek 10-15 dakika daha erikler yumuşayıp rengini salana dek pişirilir. Soğutulup afiyetle içilir..

22 Şubat 2009

KÜMPET PASTA

  • Günaydııınlaaar , Herkese bol gülücüklü , sağlıklı, enerji dolu , mutlu ve umutlu haftalar diliyorum...
  • Güzel bir haftaya güzel bir tarifle başlamak istiyorum. Evdekilerin ve misafirerimin favorisi olan kümpet pastam var sırada. Yağsız ve yumuşacık bir kekle bütünleşmiş nefis bir kremanın ortaya çıkardığı enfes bir pasta...
KÜMPET PASTA
Malzemeler
Keki İçin
5 yumurta
1 su bardağı şeker
2 kaşık kakao
1 su bardagi + 2 Yemek kaşığı un
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya

Ara Kremasi İçin:
1 litre süt
5 yemek kasigi seker
6 yemek kasigi misir nisastasi
1 paket vanilya
3 yemek kasigi hindistancevizi
1 büyük muz

Çikolata sosu İçin .
1,5 Bardak su ,

4 fincan şeker,

3 kaşık nişasta,
1 kaşık zeytinyağı,
1 küçük paket kakao
  • Yumurta ve şekeri mikserle beyazlaşıp köpük köpük olana dek çırpılır.
  • Ayrı bir kapta un , kakao, kabartma tozu ve vanilya 2 kere elenerek ( daha güzel kabarması için) yumurta ve şekere ilave edilir. Biraz daha çırpılarak 26-28 cm' lik yağlanmış tepsi veya kelepçeli kalıba boşaltılır.
  • Önceden ısıtılmış 160 derece fırında pişirilir. İlk yarım saat fırının kapağı hiç açılmamalı aksi halde kekimiz çökebilir.
  • Kekimiz pişerken ara kremasını hazırlayalım.Ara kremamız için bir tencereye süt , şeker ve nişasta konularak sürekli karıştırarak kaynayana dek pişirilir. Kremamız pişip ılınınca içine vanilya ve hindistancevizi ilave edilip iyice karıştırılır.
  • Kekimiz pişip soğuyunca ortadan ikiye kesilir. 24-25 cm'lik çukur bir kasenin içi streç filmle kaplanıp kekimizin üst katı ( kekin iç kısmı streç film tarafında kalacak) kaseye yerleştirilir. Elimizle kenarlarını yerleştirip kaseye oturtalım .
  • Üzerine hazırladığımız iç kremamızı doldurup kremanın üstüne küp küp doğradığımız muzumuzu ilave edip diğer kekimizi kremanın üzerine yerleştiriyoruz.
  • Son olarak pastamızın üzerini streç filmle kaplayarak 1 gece buzdolabında bekletiyoruz.
  • Ertesi gün servise sunmadan 2-3 saat öne üzerinin sosunu hazırlıyoruz.
  • Üst sosu için , tüm malzemeler bir tencereye konarak karıştırılarak yoğun bir krema olana kadar pişirilir. Pişip katılaşan kremamız soğumaya bırakılır.
  • Soğuyan sosumuzu kaseden çıkarıp servis tabağına ters çevirdiğimiz pastamızın üzerine döküp dolapta 1 saat bekletiyoruz. Servis esnasında üzerine hindistan cevizi serpip afiyetle yiyoruz.
  • Tarif uzun ve zor gelebilir. Uzun olduğu doğru çünkü detaylı anlatmaya çalıştım . Hiç zor değil aksine oldukça keyifli...

19 Şubat 2009

PRİNÇ SALATASI , P.D.Ç.S.# 36

  • Eveeet nerde kalmıştııık ... Sıra annemin çok sevdiği ve sevilmeyi fazlasıyla hakeden prinç salatamızda ... Salataya lezzet katan ve olmazsa olmazları içindeki ki mısır ve dereotudur. Değişik ve şık bir salata istiyorsanız davet masalarınız için ideal bir salata...
  • Artan pilavlarınızla da rahatlıkla yapabileceğiniz salatamızın tarifi şöyle..
PRİNÇ SALATASI
Pilav İçin Malzemeler
2 su bardağı prinç
1 çay bardağı sıvıyağ
Göz kararı sıcak su
Tuz
Salata Malzememiz
1/2 demet dereotu
1 kutu konserve mısır
1 su bardağı bezelye
1 büyük havuç rendesi
1 adet kırmızı biber
4-5 salatalık turşusu ( isteğe bağlı)
1 limon suyu
Tuz
  • Salatamızı yapmadan önce tıpkı pilav yapar gibi 3-4 saat önceden sıcak suya koyduğumuz prinçler süzülerek sıvıyağla güzelce kavrularak göz kararı suyu vetuzu ilave edildikten sonra ocağın altı kısık ayara getirilerek pilavımız pişiriliyor.
  • Pilavımız pişerken bizde salata malzemelerimizi yıkayıp biber , salatalık turşusun ve dereotumuzu incecik kesip, havucumuzu rendeleyip , bezelye ve mısırlrımızı yıkayıp süzdükten sonra pişmiş ve soğumuş olan pilavımızı alıp malzemeyle beraber karıştırıyoruz.


  • Üzerine tuz ve limonumuzu ilave edip harmanladıktan sonra bir borcama veya benim gibi bir kek kalıbına boşaltıp servis tabağığına ters çevirip servise sunuyor ve afiyetle yiyoruz.
  • Yine denenmesi gereken bir lezzet deyip deneyecek olanlara şimdiden afiyet olsun diyorum.

  • Bu tarifimide P.D.Ç.S.E. 36'ya ev sahibeliği yapan sevgili Mutfaktelaşı arkadaşıma gönderiyorum

17 Şubat 2009

REÇELLİ AY KURABİYE , P.D.Ç.S.# 36

  • Masanın en beğeni toplayan ve bu beğenileri de fazlasıyla hak eden reçelli ay kurabiyemizde sıra. Tarifin aslı sevgili hatice'nin daha doğrusu arkadaşı zülbiye hanımın, her ikisine de buradan teşekkürlerimi sunuyorum. Bu harika kurabiyeyle tanışmama vesile oldukları için . Ben tarifi birazcık değiştirdim. Bence süper oldu ...

  • Bu kurabiye en favori kurabiyelerim arasına girdi .O derece güzel yani muhakkak denenecekler listenize almanızı şiddetle tavsiye ederim.

  • Deneyecek olanlara ufak bir tüyo muhakkak ikramdan 1 gece önce yapsınlar tam lezzeti ertesi gün daha da belirginleşiyor. Hafif yumuşayıp ağzıda un gibi dağılıyor.

REÇELLİ AY KURABİYE

Malzemeler

1 paket margarin ( yumuşamış)

1 yumurta

3 çay bardağı pudra şekeri

1 paket kabartma tozu

1 yemek kaşığı sıvıyağ

1 paket vanilya

Aldığı kadar un


İçine ve üzerine

Böğürtlen reçeli

Hindistan cevizi

  • Tüm malzemelerle yumuşak ama ele yapışmayan bir hamur yoğrulur.

  • Hamurdan küçük bir ceviz büyüklüğünde parçalar kopartılır ve elde yuvarlatılıp hafif bastırılarak iki uçtan içe doğru bükülür ( ay şekli olması için) ve yağlı kağıt serilmiş tepsiye dizilir.

  • Önceden ısıtılmış 170 derece fırında üzerleri beyaz kalack şekilde pişirilir. ( Çabuk piştiği için dikkatli olmak lazım)

  • Pişip soğuyan kurabiyelerimizin düz kısımlarına böğürtlen reçeli sürülerek iki kurabiye birbirine yapıştırılır.

  • Bir tabakta 3-4 yemek kaşığı reçel su ile sulandırılır ve kurabiyeler bu reçelli suya batırılıp çıkartılır. Sonrada hindistan cevizine bulanarak servis tabağına alınır. Bu şekilde hemen servis edilebilir ama benim önerim en az 5-6 saat bekletmektir. Kıvamı ve lezzeti anca oturuyor.

  • Her iki halini de yediğim için ( hemen pişmiş ve ertesi güne kalmış ) söylüyorum 1 gece bekletin...

  • Bu tarifimi P.D.Ç.S.E. 36'ya ev sahibeliği yapan sevgili Mutfaktelaşı arkadaşıma gönderiyorum

16 Şubat 2009

SICACIK BİR ORTAM ,MİMLER VE ÖDÜLLER

Herkeslere günaydınlar efendiiim. Güzel bir hafta geçirmenizi diliyorum..

Ben güne çok iyi başladım blogu bir açtım ki 10 kişiden ödül mesajı gelmiş. Çok değerli arkadaşlarım , canlarım beni en sevilen blog ödülüne layık görmüşler hepsine ayrı ayrı kocaman teşekkür edip sevgilerimi gönderiyorum...Beni bu ödüle layık gören arkadaşlarımın hepsi bu ödüle fazlasıyla layık.Hepsinin gönlümde yeri ayrı...

Sevgili
didemcim , sevgili Ümrancım , sevgili Alkım'cım , sevgili Birselcim , sevgili Gelinciğim , sevgili Nilüfercim , sevgili Asiyecim , sevgili Birgün Ablam ve sevgili Gülpınarı arkadaşıma tekrar çok teşekkür ediyorum.

Bu ödülü almanın kuralı 7 kişiye dağıtmakmış..Ama sanırım ödül herkese dağıtılmış bu yüzden bende dost listemdeki herkese gönderiyorum bu ödülü.. Hepiniz bu ödüle fazlasıyla layıksınız canlarım... Sevgiler kocamaaan hemde...

Sevgili
Gülpınarı arkadaşım beni birde sobelemiş hemen sobesine de cevap vermek istiyorum çünkü sonraya kalınca unutuyorum .. Unutmadan hemen cevaplayayı

1- Yaptığın 4 iş

İşe gelmek , Eve gidip yemek yapmak ,Muhakkak bloğuma bakmak , çocuklarımla ilgilenmek

2- Defalarca izleyebileceğin 4 film

- Yeşil yol , Mumya, Babam ve oğlum , Gladyatör

3- İzlediğin 4 tv programı

Yaprak dökümü , Binbir gece ( çok tv izlemiyorum ) birde tartışma programları

4- En sevdiğin 4 yemek

Tüm patlıcan yemekleri , Her çeşit salata , Köfte ve börekler

5- Hemen şimdi olmak istediğiniz 4 yer

Evimde uyumak istiyorum hehehee :) sabah uykuma hiç doyamıyorum çünkü , Eşimle tatilde olmak isterdim tatil olsunda neresi olursa olsun..

6- Bir yağmur damlası olsan nereye düşmek isterdin

Küçük bir çocuğun yanağına, suya ihtiyaç duyan toprağa, Yamurda ıslanmayı sevenlere ,

7- vee mimlediğim 4 kişi

http://tatlikurabiyem.blogspot.com/

http://saniyesultan.blogspot.com/

http://elifsultan1.blogspot.com/

http://lemanice.blogspot.com/ arkadaşlarımı mimliyorum .. Kolay gelsin arkadaşlar..

Ödül ve mim olayını bitirdikten sonra sıra geldi mis gibi mamalara...

Bu ikramlıkları geçen hafta sonu bana gelen biricik dostum Nurdancım , annesi ve kızkardeşi için hazırladım. Çok güzel geçen kahkahaların havada uçuştuğu sıcacık ve mutlu bir gündü.. Nurdancıma buradan da bir kez daha teşekkür edip en kısa zamanda tekrarını diliyorum... Havalar ısınsın şöyle güzel bir piknikte yapıcaz inşallah...

Aaaah aaah akıl hep sonradan gelir ya başa ben telaştan yine masanın resmini çekmeyi unuttum her zaman ki gibi. Kaşıktı çataldı derken kendimizi masada buluverdik.. O yüzden size masanın bütün halini çekemedim ama servise sunmadan önce mutfak masasında birazcık fotolayabildim . Şimdilik resimlere bakın yarından sonra tariflerle karşınızda olacağım..

Kırmızı biber salatası , Kıymalı yalancı su böreği


Marmelatlı ay kurabiye



Kümpet pasta , Peynirli sarma poğaça



Prinç salatası


Ton balıklı patates salatası


14 Şubat 2009

SULAK YERDE YETİŞMİŞ GÜL BÖREĞİ :) VE PATATES SALATASI

  • Davet masamda çok beğenilen gül böreğimde ve herkesin bildiği ama blogta tarif olsun diye yayınladığım patates salatamda sıra.
  • Böreğin özelliği suda beklemesi ve yumuşacık olması . Suda beklerken kabarıyor ve fırında foşur foşur pişerken insanın iştahını kabartıyor. Bu böreği geceden sarıp yine su dolu derin bir kaba koyup pişirene dek buzdolabında da bekletebilirsiniz.

GÜL BÖREĞİ

Malzemeler :
1 paket yufka
Sosu İçin :
3 Yumurta
125 gr terayağ
1 çay bardağı sıvıyağ
1 su bardağı su
1 su bardağı süt

İçi İçin:
Beyaz peynir
Maydanoz

  • Önce yufka aralarına süreceğimiz ara sosumuzu hazırlayalım. Ara sosumuz için bir tavada tereyağını eritip süt , su, yumurta sıvıyağ ekleyip çırpalım.
  • Yufkamızı tezgahımızın üzerine serip hazırladığımız sostan sürüp yufkamızı dörde bölelim. Yufkamızın geniş kenarlarına iç harcımızdan koyup rulo şeklinde saralım ve etrafında döndürerek gül şekli verelim ucunu azcık suya batırıp yufkayı yapıştırdığımız kısım alta gelecek şekilde tepsiye dizelim.
  • Bütün yufkalara aynı işlemi uyguladıktan sonra börekleri dizdiğimiz tepsimizi böreklerin üzerini kaplayacak şekilde su dolduralım. Bu şekilde 3-4 saat beklettikten sonra ( çok gzüel kabarıyorlar suda ) pişireceğimiz zaman temiz bir mutfak havlusu yardımıyla fazla suyunu alıp tepsimize dizelim.
  • Yufka aralarına sürdüğümüz sostan artacaktır. Bu artan sosu tepsiye dizdiğimiz gül böreklerinin üzerine sürüp böreklerimizi önceden ısıtılmuş 200 derece fırında pişirip servise sunuyoruz.
PATATES SALATASI
Malzemeler
4-5 orta boy patates
1 demet maydanoz
1 kırmızı soğan
Kırmızı biber - Tuz
2 yaprak marul
1 Limon
Sıvıyağ
1 dometes (servis esnasında)
  • Önce patateslerimizi haşlayıp küp küp doğruyoruz. Ardından maydanozumuzu soğanımızı ve marulumuzu kesip patateslerimize ekliyoruz. Baharatlarımızı ilave ettikten sonra son olarak sıvıyağ-limon ve tuzunu katıp servis tabağına alıyoruz. Servis esnasında domatesini ilave edip afiyetle yiyoruz.
  • Domatesi önceden koyarsanız salatayı sulandırıp ekşiltecektir o yüzden servise sunmadan koyabilir yada hiç koymayabilirsiniz.

12 Şubat 2009

NİŞASTALI SÜSLÜ KURABİYE

  • Kızımın adını süslü kurabiyeler olarak değiştirdiği nişasta kurabiyelerim var sırada... Her seferinde başka başka şekiller verip süsleyip püsleyip pişiriyoruz bu kurabiyeleri ama resimlemek bugüne kısmetmiş. Aşağıda horon oynayan ayıcıkları bu şekilde fotograflamak ta yine hazal hanımın fikri "körle yatan şaşı kalkar" misali oda bu pasta işine pek meraklı benden önce giriyor mutfağa...

NİŞASTALI SÜSLÜ KURABİYE



Malzemeler :
200 gr nişasta
1 yumurta
1/2 paket pudra şekeri
125 gr tereyağ ( oda sıcaklığında yumuşamış)
1/2 su bardağı un
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya




  • Tereyağı , yumurta ve pudra şekeri karıştırılır. Nişasta, vanilya eklenir. Son olarak elenmiş un ve kabartma tozu eklenerek yumuşak ama ele yapışmayan bir hamur elde edilir.

  • Merdane yardımı ile yaklaşık 1 cm kalınlığında açılarak kalıplarla şekil verilir , üzerlerine bonibon ve damla çikolata batırılıp yağlı kağıt serilmiş tepsiye yerleştirilir.

  • Önceden ısıtılmış 160 derece fırında üzerleri beyaz kalacak şekilde pişirilir.

10 Şubat 2009

SOSLU HAVUÇLU KEK , HAVUÇ SALATASI

  • Yoğun başlayan bir pazartesi sebebi ile dün havuçlu soslu kekimin tarifini veremedim. Eeee kısmet bugüneymiş. Kışın sıkça yaptığım havuçlu kekimi bu sefer sos hazırlayarak ikram ettim. Sosu ile öyle bütünleşti ki kek inanılmaz lezzetli oldu...Sizde deneyip kendiniz görün bence... İşte size tarif ...
HAVUÇLU SOSLU KEK

Malzemeler :
4 Yumurta
1 su bardağı zeytinyağı
1,5 su bardağı şeker
2,5 su bardağı un
1 kabartma tozu
1 vanilya
3 havuç ( rendelenmiş )
1 kaşık tarçın
1 bardak fındık veya ceviz

Sosu İçin :
1 yumurta
2 su bardağı süt
1/2 bardak şeker
3 kaşık un
2 paket vanilya
1 yemek kaşığı margarin oda sıcaklığında
( ben tereyağ kullandım)

  • Önce sosumuzu hazırlayıp soğumaya bırakalım. Sos için Un şeker süt ve yumurta bir tencereye konulur ve ağır ateşte sürekli karıştırılarak pişirilir. Kaynayıp muhallebi kıvamı alan sosumuz ocaktan alınarak soğumaya bırakılır. Soğuyan sosa yağ ve vanilyalar ilave edilip mikserle çırpılır.
  • Sosumuz soğurken bizde diğer tarafta kekimizi hazırlayalım.Kekimiz için ;
  • Yumurta ve şeker çırpılarak iyice köpürtülür sonra üzerine zeytinyağı dökülür çırpılmaya devam edilir.
  • Üzerine vanilya eklenir ve daha sonra elenmiş un ve kabartmaz tozu eklenerek çırpılır.
    En son havuç , tarçın ve fındık ilave edilir. İyice kıvam alan hamur katı yağ ile yağlanmış kek kalıbına dökülerek önceden ısıtılmış 180 c fırında pişirilir.
  • Fırından çıkınca üzerine nemli bez konur ( kabuğu sertleşmesin diye)
  • Soğuyan kekimize soğutulmuş sosumuz dökülerek her tarafı sosla kapatılır. Bu şekilde sosun iyice donup kıvam alması için 3-4 saat buzdolabında bekletilir. Dolaptan çıkardığımız kekimizin üzeri pasta süsü ile süslenrek servise sunulur. Afiyet şeker olsun ....

HAVUÇ SALATASI


  • Havuç salatamı daha önce yayınladığım için tarifi vermiyorum . Tarif için BURAYA BUYRUN . Denemeyen varsa acilen denemeli bence çok güzel bir salata bu...

9 Şubat 2009

BİRAZ ONDAN BİRAZ BUNDAN

  • Herkese mutlu ve huzurlu bir hafta diliyorum..
  • Bugün sizlere bir davet masamdan örnekler sunacağım. Masanın kurulu halini yine çekemedim ama mutfakta servise çıkmadan önce çektiğim fotolarla tarifleri aktarıcam sizlere..Ama önce resimler tarifler daha sonra sırasıyla gelecek.. Bugün içinde havuçlu soslu kekimin tarifini vereceğim ve ardından sırayla diğer tarifleri...Menümde neler mi vardı , buyrun hep beraber bakalım.
  • Havuçlu soslu kek
  • Nişasta kurabiyesi
  • Pyenirli gül böreği
  • Patates salatası
  • Havuç salatası
  • Kırmızı biber salatası












6 Şubat 2009

TRABZONLU OLMAK

Bugün sizlerle tarif paylaşmıcam. Bugün size canım trabzonumu birazcık anlatıcam. Aslında bu yazıyı bazı olumsuzluklar sebebi ile ömrü kısa olan diğer bloğumda 01/02/2007 tarihinde yazmıştım. Çok severek yazdığım bu yazıyı biraz değiştirerek tekrar yayınlamak istiyorum . Çok sevdiğim bir şiirdir "trabzonlu olmak" ne güzelde özetliyor trabzonluyu , yazanın ellerine sağlık.

Bu arada sevgili Damaktadı - Gülüm canımcın senden http://mannana.blogcu.com/trabzonlu-olmak_1867692.html linki tıklayıp yorum kısmına bakmanı istiyorum. Ufacık bir süpriz ...

Bu yazım tüm trabzolulara kendini trabzonlu hissedenlere hediyemdir.

TRABZONLU OLMAK NE DEMEK?

Trabzonlu olmak
Yaşamı hücrelerine dek duyumsamak demek

Trabzonlu olmak
Duygusallık demek, Şairleri kıskandırırcasına
Trabzonlu olmak
Muhalif olmak demek,
İradenin üzerindeki toz zerresine bile!

Trabzonlu olmak
Soru işareti olmak demek, çengeli en uzun olanından

Trabzonlu olmak
Direnmek demek,
Gerektiğinde kafa tutabilmek tüm dünyaya!

Trabzonlu olmak
İsyan demek; Kalıplara, elbiselere, düzene, tüm dayatılmışlıklara

Trabzonlu olmak
Tabanca mizaçlı olmak demek;
Sevincini, öfkesini kimselerin tahmin edemediği;
Her daim vurucu, her daim yakıcı ve delici!

Trabzonlu olmak
İnsan olmak demek kemençeden;
Çok sesli, çok renkli,
Doyulmaz tatlar yaratan, kayde atlarken:-)

Trabzonlu olmak
TRABZONSPORLU olmak demek,
Yılların ezilmişliğinin ortak sesi, yılmaz balyozu, Sıradanlığın tepesinde!

Trabzonlu olmak
Kartal olmak demek,
Konmak Boztepe’ ye, açmak kanatlarını, Kucaklamak Karadeniz’ i...

Kaç Trabzonlu var dünyada???

Size Trabzonu anlatmaya çalışayım biraz. Bazen çoşkulu bazen karadeniz gibi hırçın ama anında duruluveren durulunca eşi benzeri olmayan ,insanlarının hep güleryüzlü ve hayata bağlı , misafirperver olduğu sıcacık şehir.

Teknolojinin gelişmesine rağmen hem gelişip hemde geleneklerine bağlı kalabilen insanlara sahip.( bakınız beeen çok mütevaziyimdir heheee ) Trabzonda dışarda kalsanız herkesin kapısını gönül rahatlığıyla çalabilirsiniz çünkü insanımız misafire öyle değer verirki herşeyden üstün tutar.

Meşhur kemençesiyle oynanan karadeniz oyunları sıksarası, sallaması , üç ayağı , cantemirağası , kemençe sesini duyunca yerinde sallanmaya başlayan ve bir an önce horona kalkıp dermanı kesililceye kadar oynayan oynarken dünyanın tüm dertlerini unutan insanlarıyla başkadır trabzon.
Faroz kesmesini yani trabzon kolbastısınıda unutmamak lazım. Faroz trabzonun en eski ve en önemli mahallelerinden biridir. Burada yıılar önce ( 60-70 yıl kadar ) mahalle arasında oynanmaya başlanan oyun şu anda tüm trabzonlu gençler tarafından özel kolbastı ekipleri kurularak sevilerek oynanmaktadır.

Aaah aaah anlatmakla bitmezki ... Şimdi yemeklerden bahsedecem bu bize yapılırmıydı diye kızacaksınız ama elim mahkum anlatmam lazım. İsteyen gelssin ben yapiiim.. Yok öle üç kuruşa beş köfte . Evet meşhur vakfikebir ekmeğimiz, kuymağımız, hamsimiz, mısır ekmeğimiz , mıhlamamız , hamsili pilavımız , hamsi kuşu (hamsili çörek) , laz böreğimiz , akçaabat köftemiz , kayganamız , fasülye ve lahana diblemiz , minzi peynirimiz , terayağımız ,karayemişimiz , lahanamız , trabzon hurmamız ...... oooo oooo say say bitmez ağzınızın suyunun aktığını burdan görebiliyorum onun için fazla devam etmiyorum. he heee

En meşhur geleneklerimizden birisi de atma türkülerimiz yani manilerimiz...Eskilerden beri süregelen bu gelenek öncelerde her düğünde kemençe eşliğinde insanlar tarafından karşılıklı atışılarak söylenirdi. Artık düğünlerde pek olmasa da hala devam eden özellikle büyüklerimizin hoş sohbetleri esnasında söyledikleri atma türküler meşhurdur. Bir kaç örnek vereyim size.

Derenun kıyısında
Olta vurdum baluğa..
Onbeş yaşında idum
Başladum sevdaluğa ..

ERKEK
Derin derin göllerin
Dibine dalacağum
Ahd ettum yemin ettum
Kız seni alacağum .

KADIN
Derin derin göllerun
Dibine dalamazsun
Ne kadar yemin etsen
Sen beni alamazsun

ERKEK
Büyü kavağum büyü
Göğe mi alacasun
Almam seni deyisun
Bekarmi duracasun
KADIN
Uşak gelme peşume
Anamun tek kızıyim
Nazar edersun beni
Göklerun yıldıziyim

Gezilmesi görülmesi gereken o kadar çok yerimiz varki.. Yeşili ve mavisiyle kucak kucağa her tonda yeşili ve maviyi bir arada görmenin mümkün olduğu özellikle dışardan gelen insanların aşık olup döndüğü "cennette yaşıysunuz kıymetini iyi bilin dediği" bir şehir burası.

Sayısını bile bilmediğimiz her birinin birbiriden güzel olduğu yaylalarımızda yaşam bambaşka .. Yeşilin görmediğiniz binlerce tonunu görebileceğiniz , mavi ile yeşilin zirvede sarmaş dolaş olduğu kendinizi göklerde hissedeceğiniz , oksijeninin bolluğundan başınızın döneceği eşsiz yerler yaylalar. Teknolojiden uzak ama bir o kadar huzur verici , sohbetlerin , muhabbetin tadına doyamadığımız yerler.

Etrafı trabzon kalesinin surları ile çevrili denize sıfır ganita baç bahçesinde akşam sefası yapıp büyüleyen karadenize karşı , danseden yıldızların altında demli bir karadeniz çayı içmenin tadına varmak.

Güzelim boztepede trabzonu tüm güzelliğiyle ayaklarınızın altına alıp semaverle çay içip sohbbet etmek.


Meşhur uzungölümüzde terayağında pişmiş alabalığı yemek. Uzun gölün eşsiz doğasında bol oksijenle çiğerlerimize bayram ettirip , keyifli bir yürüyüş yapmak..
Sümela manastırında tarihi bir gezinti yapmak...




Daha sayamadığım , resimleyemediğim onlarca güzelliğiyle Trabzon kapıları herkese açık , hepinizin mutkala gelip görmesi gereken yerler ve ben hepinizi burada bekliyorum... Sevgiler

4 Şubat 2009

MAKARNALI BÖREK VE MİMLER

  • Bugün sevgili arkadaşlarımdan gelen 2 mimi cevaplayıp şahane olan makarnalı böreğimin tarifini verip beni bekleyen bir sürü iş güçle savaşmaya gidiyorum. Savulun bire gafiller heheheh :)

  • İlk mimim ben tatildeyken sevgili asiyecimden gelmiş biraz geç oldu ama anca yetişebildim. Kusuruma bakma olurmu asiyecim. sevgiler canım... evet gecelim cevaplarımıza

    1- Yakınınızda bulunan ilk kitabı elinize alın.
    2- 161'inci sayfayı açın.
    3- 5'inci cümleyi bulun.
    4- Blog sayfasına yazın.
    5- En güzel cümle veya en güzel kitabı seçmeyin !sadece en yakınınızda bulunan ilk kitabı alın.
    6- 5 blog arkadaşınıza yollayın.

  • 1- işyerimde elimin altında olup her boş fırsatta okumaya çalıştığım MİTC ALBOM'un "öğretmenim mori'yle salı buluşmaları" kitabı
  • 2- 161.sayfanın 5 cümlesi aynen şöyle " öğrenciler ona bakıyorlar. Tezahürat duruyor "

  • Bu mim sanırım genelde tüm bloglarda cevaplandı ben biraz geç kaldım . O yüzden kişi belirtmeden herkese gönderiyorum mimi. Cevaplamayanlar tarafımdan sobelenmiştir :)

  • 2. Mimim sevgili sevgili Tülincim'den gelmiş . Hemen cevaplayıp arkadaşımıza teşekkür ediyorum...
  • 1-Hayatınızda en çok sevdiğiniz 3 kişi?
  • - Çocuklarım
  • - Eşim
  • - Ailem
  • 2-Sizi hayata bağlayan 3 olay?
  • -Çocuklarımın doğumu
  • -Ailemin varlığı
  • -Sağlık ve mutluluk
  • 3-3 Şey Dileyin
  • -Hastalara şifa diliyorum
  • -Yavrularıma güzel bir gelecek diliyorumn
  • -Dünyada barış ve huzur diliyorum
  • 4-3 gün önce saat 3 de nerede ne yapıyordunuz?
  • -3 gün önce saat 3 te evde hatta kızların cadırında anne ve kızlar evcilik oynuyordum.Gülmeyin sakın bende onlarla yeniden büyüyorum napiiim benim zamanımda çocuklar için çadır yoktu hehee :) evin ortasına kurup oynayamıyorduk yaniii
  • 5-Mobil Telefonunuzda kayıtlı 3.kişinin adı nedir?
    -Telefonuma kayıtlı 3.kişi annem ...
  • Eveet mimlerimizi de cevapladıktan sonra hemen tarife geçip ardındanda beni bekleyen bir sürü işin içine ışınlıyorum kendimi
MAKARNALI BÖREK


Malzemeler
5 Yufka
3 Yumurta
1 Su bardağı yağ
1 su bardağı su
4 kaşık yoğurt
1 paket kelebek makarna
3 kaşık tereyağı
1 tabak peynir
1 demet maydanoz

  • Makarnalar kaynamış ve zeytinyağı damlatılmış tuzlu suda haşlanır.Sonra suyu süzülerek 3 kaşık tereyağı ile yağlanır. İçine yumurtalar kırılarak peynir ve maydanoz eklenir.

  • Bir kasenin içinde zeytinyağı yoğurt ve su iyice çırpılarak böreğin ara sosu hazırlanır. Tepsiye yufkalar teker teker dizilerek hazırlanan Sostan her yaprağın üzerine sürülür.

  • 3.yufkanın üzerine makarnalı karışımdan serpilerek diğer yufkalarda aralarına soso sürülerek üzerine yerleştirilir. En üstteki yufkanın üzerine kalan sos sürülerek böreğimiz önceden ısıtılmış 200 c fırında pişirilir.Börek pişince tepsimizin üzerine bir tepsi kapatıp böreğimizin üstünün kurumasını engelleyelim ki böreğimiz yumuşacık olsun. Afiyet OLSUN

  • Bu tarifimi P.D.Ç.S.E. 35'e ev sahibeliği yapan sevgili Gülayce arkadaşıma gönderiyorum.

2 Şubat 2009

MEYVE KURULU VE KAKAOLU FİNCAN KEK

  • Merhabalar...
  • Bugün sizlerle bir çok blogta görüp acaba nasıl olur diye yapmayı sürekli ertelediğim bir tarifi paylaşacağım. Uzun zamandır bloglarda hep fincan kek görüyor, denemek istesemde yok canım tencerede kekmi pişer , güzel olurmu, kıvamı , tadı nasıl olur diye kafamda bir dolu sorularla denemeye cesaret edemiyordum açıkcası.

  • Fincan keki ilk yapışım beni hüsrana uğrattı. Sanırım buharda piştiği için içinde ağır bir yumurta kokusu oldu. İlk yaptığım kekler pek hevesle yenmedi. Ama ben yılmadım ertesi gün 2. kez denemelerde bulundum. Bu sefer kek hamurunu portakal kabuğu ile aromalandırıp bir kısmının içine meyve kurusu , diğer kısmının içine de damla çikolata ekledim..
  • Vee sonuç ilk sefere nazaran çok daha mükemmeldi... Öyle çok kabarmıştı ki kekler fincandan çıkmışlardı resmen. Zamanı olmayan bayanlar için ideal... Hele çocuklarınızın arkadaşları geldiğinde kesin yapın bence.. Çocuklar top kekleri çok seviyor.
  • Tarifin aslı 6 fincan için ben 10 fincanlık yapıp ölçüyü ikiye çıkardım ama tarifi size 6 fincan ölçülerinde yazıyorum. Benim gibi 10-12 fincan yapmak isterseniz ölçüyü 2 katına çıkarın lütfen.
  • Yine lafı çok uzattım galiba. İşte size tarif...

MEYVE KURULU VE KAKAOLU FİNCAN KEK

Malzemeler :
1 yumurta
1,5 çay bardağo şeker
1 çay bardağı süt
2 yemek kaşığı kakao
1 poşet vanilya
1 kabartma tozu
2çay bardağı un
1 portakal kabuğu rendesi
2 yemek kaşığı meyve kurusu
1 yemek kaşığı damla çikolata
  • Önce yumurta ve şeker iyice köpürüp beyazlaşana dek çırpılır. Sonra sırasıyla süt, portakal kabuğu rendesi , vanilya, kabartma tozu ve elenmiş un eklenir.
  • Hamurumuz kıvam alınca ikiye ayrılır. Bir kısmına 2 kaşık kakao ve damla çikolatalar eklenir.
  • Diğer kısma ise una bulanmış meyve kuruları eklenir.
  • Fincanlar sıvıyağla yağlanarak fincanların yarısına gelecek şekilde hamur paylaştırılır.
  • Büyükçe bir tencereye fincanlarımız güzelce yerleştirilir. Tenceremiz fincanların yarısına gelecek şekilde ılık su ile doldurulduktan sonra tencerenin ağzı temiz bir mutfak havlusu ile kapatılarak tencere kapağıda havlunun üzerine kapatılır. ( Bu işlem fincanlara buhar damlacıkları damlamasın diye yapılır)
  • Tencere yüksek ateşe konularak kaynayınca ateş kısılır ve 20 dakika daha pişirilir ve ocak kapatılır. Pişen keklerimiz tencerede kapak hiç açılmadan 15 dakika bekletilip iyice çekmesi sağlanır.
  • Daha sonra keklerimiz tencereden ve fincanlardan çıkartılıp üzerine hindistan cevizi serpilip servis edilir. Afiyet şeker olsun.

  • Bu tarifimi P.D.Ç.S.E. 35'e ev sahibeliği yapan sevgili Gülayce arkadaşıma gönderiyorum. İnce davetin için çok teşekkürler canım .Kolay gelsin arkadaşım...